Psikolog Buse Şimşek, “Yılbaşı dönemi, ekonomik olarak tüketim beklentisinin arttığı bir dönemdir. Hediye alma zorunluluğu, dışarıda yapılan kutlamaların maliyeti ve her şeyin “en iyisi” olmasına yönelik baskı, özellikle ekonomik zorluklar yaşayan bireylerde kaygı ve suçluluk hissini tetikleyebilir” dedi.
Yaklaşan yeni yıl toplumun dayattığı neşe, mutluluk ve başarı beklentileri çoğu bireyin kendisiyle ve hayatıyla ilgili sorgulama sürecine girmesine neden oluyor.
“Yeni yıl kararları, bireylerin hayatlarında kontrol sahibi olduklarını hissetmelerini sağlar”
Konuyla ilgili Onma Psikoloji’den Psikolog Buse Şimşek, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Psikolog Şimşek, “Toplumun dayattığı neşe, mutluluk ve başarı beklentileri çoğu bireyin kendisiyle ve hayatıyla ilgili sorgulama sürecine girmesine neden olur. Ve böylece bu dönem kişiye derin bir duygusal yük ve stres kaynağı oluşturur. Yeni bir yılın gelişi sıklıkla umut ve motivasyon duygularıyla ilişkilendirilir. Birçok kişi, yılbaşı zamanı geçmiş yılı değerlendirirken kendine yeni hedefler belirler. “Yeni bir başlangıç” fikri, özellikle zor bir yıl geçirenler için güçlü bir iyileşme kaynağı olurken kendilerine olan inancı arttırabilir. Yeni yıl kararları, bireylerin hayatlarında kontrol sahibi olduklarını hissetmelerini sağlar ve geleceğe yönelik daha pozitif bir tutum sergilemelerine yardımcı olur” ifadelerini kullandı.
“Her zaman olumlu duygular olmaz”
Yeni yılın her zaman kişide olumlu duygular oluşturmadığına dikkat çeken Psikolog Şimşek, daha sonra şunları söyledi:
“Yeni yılın başlangıcı her zaman kişide olumlu duygulara neden olmaz. Bunun aksine “ yeni bir sayfa açma” beklentisi, gerçekçi olmayan hedefler ve belirlenen hedeflere ulaşamama korkusu, kişiye stresi getirir. Bazı kişilerde bu dönem, geçen senenin hedefleri gerçekleşmediyse hayal kırıklığı ve yetersizlik hissini de beraberinde getirir. Özellikle mükemmeliyetçi kişilerde anksiyete ve motivasyon kaybına neden olabilir. Sosyal medya ve reklamlar, “mutlu olma” ve “başarıyı kutlama” temalarını sürekli vurgulayarak kişiler üzerinde baskı oluşturur. Genelde aile ve arkadaşlarla bir araya gelme dönemi yılbaşı kutlamalarıdır. Ancak, yalnız yaşayan ve güçlü bir sosyal çevresi olmayan kişiler için bu temalarla sıkça karşılaşmak yalnızlık hissini daha da derinleştirebilir. Özellikle de kayıp yaşamış bireylerde yaş sürecini yeniden tetikleyebilir.”
“Yılbaşı, kaygı ve suçluluk hissini tetikleyebilir”
Yılbaşının tüketimlerinde arttığı bir dönem olduğuna dikkat çeken Psikolog Buse Şimşek, “Yılbaşı dönemi, ekonomik olarak tüketim beklentisinin arttığı bir dönemdir. Hediye alma zorunluluğu, dışarıda yapılan kutlamaların maliyeti ve her şeyin “en iyisi” olmasına yönelik baskı, özellikle ekonomik zorluklar yaşayan bireylerde kaygı ve suçluluk hissini tetikleyebilir. Yılbaşı, bireylerin geçmişlerini sorguladığı ve geleceğe dair planlar yaptığı bir dönemdir. Bu sorgulama süreci, kişinin yaşamında değişim ihtiyacını fark etmesine yol açabilir. Kariyer, ilişkiler veya kişisel gelişim gibi konularda değişiklik yapma isteği, kişide hem motivasyon hem de kaygı oluşturur. Her iki duygunun da doğal olduğunu kabul etmek, onları daha iyi yönetmeye yardımcı olur.”
“Yılbaşı, yeni hedefler belirlememiz için bize fırsatlar sunar”
Ayrıca Psikolog Şimşek, yılbaşında olumlu etkilerinin artması ve olumsuz duyguları en aza irca etmek için şunların yapılması gerektiğini vurguladı:
“Kendinize şefkatli olun, gerçekçi hedefler belirleyin, geçen yılın öğrettiklerine odaklanın, sosyal medyanın üzerinizdeki etkisini kontrol edin, ekonomik planlama yapın, sosyal bağlantılara öncelik verin, baş edemediğiniz noktalarda destek alın. Yılbaşı, geçmişimizi geride bırakıp yeni hedefler belirlememiz için bize fırsatlar sunar. Gereksiz bir baskının içine hapsolmak yerine, bu dönemi bir fırsat olarak görmeliyiz. Ayrıca geçmiş yüklerimizi geride bırakarak ileriye daha sağlıklı bakmalıyız.”