Gazetecilik zor zanaat mi?

Abone Ol

Bir gün yine böyle karışık duygular içindeyken zor zanaat diye yazmıştım.
Yarına nasıl uyanacağınızı bilmeden yapılan bir iş.
Sadece iş mi, gönül mü?

Kimine göre aslında sadece iş, yemişim gönlünü diyor adam.
Zor zanaat dedik. ama, bazılarına göre ballı kaymaklı zanaat.

Abi ya elektriği mi ödeyemedim diyerek yalvaranımı ararsın, reis diyerek secde durduğu adamın cüzdanın esiri olanımı?
Meslekte artık diploma çok önemli değil, abi mutfaktan geliyorum diyerek kıç yalayanın eğitimliyi sevmesi elbet düşünülemez.
Sonrası malum, tüm medya aynı kefeye konuluyorsa gel sinirlerine hakim ol.

Yaptığın iş malum, birilerin ayağına basacaksın, aman, aman basma basarlar ayağına misali, önce kendi meslektaşların seni yargılamaya başlıyorlar.
Yazdın,
Yarın malum başına ne gelirse piyango misali bekle gör.

Ha birde,
Ayakta kalma meselesi var, yazdığın kime yakın dikkat edecen, öyle ya para veriyorlar o güçler, sonrası ulan ben senin! beni nasıl yazarsın? hani büyüğüne saygı? Çocuğun yaştaki Başkan giydir, Allah giydir yapıyor telefonda.
Çalan mı haklı, yazan mı?
Ülkede her şeyi tersten oku devri var, “delikanlı pazarda satışa sunulmuş alan yok” .

Yani,
Biz niye savaşıyoruz,? yel değirmenine karşı mızrak atıyoruz? Biz bilmeyiz mi, tatlı maaşların peşinde koşup yazan arkadaşları uyarıp bir daha yazma deyip ağa babaların gönlünü hoş tutmayı.
Bir şeyler yanlış ama, benim nevrim döndüğü için neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda sınava girdim.
Sabah eşin bile şunlar al dediğinde param yok dediğimde eşimden bile kalemin var ya, deyip ima ediyorsa niye yaşıyoruz diyorum.

Bir çok kurumda yayın yapıyorum, haksızlık yapmadan kişilik hakkını kimsenin yemeden hep kamu vicdanı adına yayın yaptım, fakat bakıyorum çalan, çırpan, şantajcı Gazeteciler baş köşede, baş tacı! baş köşede olmak zaten istemiyoruz ama, duruşumuza saygı gösterin.
Bizim gibiler aslında herkesin gelecek garantisiyiz, nedeni, o para vererek büyüttüğün tehlike yarın rüşveti kestiğinizde size yöneleceklerdir.

Tv’de Murat Ağırel ve Barış Pehlivan’ın hapisten çıktığında ağır suçluymuş gibi 10 km ötede bir dinlenme tesisine bırakıldıklarını orada vebalı insan gibi davrananları izlediğimde neden kim mücadele edip vatandaşı aydınlatmaya çalışıyoruz ki dedim kendime!…
Öyle ya,
Atalar bile demiş, “doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye.

O zaman sende salla başı al maaşı lafını hayata geçir diyorlar, bu kadar çürümüşlüğün içinde senin taze Kalman zaten zor.
Evet, zor zanaat, ama kime göre?