ADANA

Diyetisyen Özbay: “Hızlı kilo verme kas kaybına neden olabilir”

MEDLİNE ADANA HASTANESİ’NDEN KLİNİK DİYETİSYEN DUYGU ÖZBAY, “HIZLI VERİLEN KİLOLAR HEM KALICI OLMAZ, HEM DE METABOLİZMANIN YAVAŞLAMASI, SAFRA TAŞI OLUŞUMLARI, KAS KAYBI VE KAN ŞEKERİNDE DENGESİZLİK GİBİ SORUNLARA KAPI ARALAYABİLİR” DEDİ.

Abone Ol

Medline Adana Hastanesinden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, “Hızlı verilen kilolar hem kalıcı olmaz hem de metabolizmanın yavaşlaması, safra taşı oluşumları, kas kaybı ve kan şekerinde dengesizlik gibi sorunlara kapı aralayabilir” dedi.

Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, ’bahar diyeti’ olarak adlandırılan diyet programlarının genelde haziran ayının ortalarına kadar devam ettiğini belirterek, “Ancak yaza hazırlanmak ve sağlıklı bir şekilde kilo vermek için bu süre yeterli değil ve hızlı kilo vermek sağlık sorunlarına yol açabilir. Çünkü hızlı kilo vermek adına uygulanan diyet programı, çok düşük kalorili ve ağır egzersizlerin yapıldığı bir program olacaktır. Ancak hazirana kadar sağlıklı bir şekilde verilebilecek kilo miktarı yaklaşık 2-3 kilo civarındadır. Bu durumda fazla kilonuz 5-6 kiloysa yaza zayıf girebilirsiniz. Ancak vermeniz gereken kilo bundan daha fazlaysa kendinizi bu zaman dilimine sıkıştırmamanız gerekir. Bunun nedeni ise hızlı verilen kilolar hem kalıcı olmaz hem de metabolizmanın yavaşlaması, safra taşı oluşumları, kas kaybı ve kan şekerinde dengesizlik gibi sorunlara kapı aralayabilir” diye konuştu.

Özbay, kahvaltının, uyku boyunca süren uzun süreli açlıktan sonra vücudumuzun ihtiyacı olan enerji için günün en önemli öğünü olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:

“Kahvaltıyı atlayanların gün içerisinde fiziksel aktiviteleri daha düşük olacağından enerji harcaması da azalır. Harcadığımız enerji azaldıkça da kilo vermek zorlaşır. Ayrıca kahvaltı yapılmadığında ilerleyen saatlerde açlık artar ve bunun sonucunda ise sonraki öğünlerde alınan kalori miktarı da yükselir. Bu nedenle kahvaltınızda protein, kaynağı olan yumurta, tam tahıllı ekmek, peynir, süt, mevsim sebzeleri ve kavrulmamış (tuzsuz) kuruyemişlere yer verin.”

Ara öğün yapan bireylerde kan şekerinin dengede kaldığını ve kişinin gün içerisinde açlık hissetmeyeceğini anlatan Özbay, “Bunun sonucunda da ister istemez besin tüketimi azalırken günlük kalori alımı da dengelenmiş olur. Bu nedenle ara öğünleri ihmal etmeyin ve ara öğün saatlerinizi ana yemeklerden sonra 2-3 saati geçmeyecek şekilde ayarlayın. Ara öğünlerde lifli atıştırmalıklar tüketebilir yanına da süt gibi bir protein grubunu dahil edebilirsiniz. Meyvelerde ise tercihinizi vücutta şeker dengesini daha iyi sağlayan armut, erik, kuru erik, kuru kayısı, çilek ve kivi gibi besinlerden yana kullanın. Çünkü açlık ve tokluk şekerleri ne kadar dengeli olursa kilo vermek de o kadar kolaylaşacaktır. Fakat her öğünde olduğu gibi ara öğünlerde de porsiyon miktarlarına dikkat edin. Ayrıca sıcaklığın yükselmesiyle birlikte vücutta ödem sorunları başlayabileceğinden günde en az 3 litre su tüketmeye özen gösterin” şeklinde konuştu.

Günde iki öğün sebze tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Özbay, şunları kaydetti:

“Diyet yaparken yeterli miktarda vitamin ve mineral almak gerekir. Bu konuda sebzeler iyi birer vitamin ve mineral deposudurlar. Ayrıca içerisinde birçok antioksidan bulunduran sebzeler vücuttan toksin atılmasına da yardımcı olur. Diyet yaparken tüm bu özellikleri göz önünde bulundurarak günde 2 öğün sebzeyi salata veya pişmiş olarak tüketmek hedeflerinize sağlıklı bir şekilde ulaşmanıza yardımcı olacaktır. Kabızlık, birçok kişinin diyet programı uygularken yaşadığı önemli sorunların başında gelir. Bundan dolayı diyette kabız olmamak için lif içeren besinleri tüketmeye özen gösterin. Patatesin dışında neredeyse tüm sebzeler iyi birer lif kaynağıdır. Bol lifli besinlere örnek olarak brokoli, kabak, karnabahar, pırasa ve lahana verilebilir. Ayrıca bol miktarda yeşillik tüketmek de kabızlığı önlemede oldukça etkilidir.”